Müzik yapma sürecinde duygusallığı ve dansı bir araya getirmeye amaçlayan Lost Girls, aynı zamanda hipnotik bir müzik dinleme deneyiminin kapısını da aralıyor.
Beril TEKAY / [email protected]
Disiplinler arası bir sanatçı olarak tanımlayabileceğimiz müzisyen, yazar ve şair kimliğiyle tanıdığımız Jenny Hval, solo kariyerine paralel olarak yürüttüğü başka bir projye de sahip: Lost Girls. Jenny Hval’in Norveçli multi-enstrümanist Havard Volden’in ile birlikte yürüttüğü ortak müzik projesi olan Lost Girls 2017 yılında kuruldu. 2021 yılında piyasaya çıkardıkları ilk albümleri olan “Menneskekollektivet” birçok müzik otoritesinden olumlu yorumlar almakla birlikte, yaptıkları müziği deneysel sınırlarda dolaşan art pop ve elektronik müzik arasında konumlandırabiliriz. Zaman zaman da spoken word’e kayan bir ifadeye sahip olduklarını söylemek de mümkün.
Jenny Hval’in, kendi müzik üretiminde alışmış olduğumuz titiz çalışması ve kavramsal olarak güçlü temellendirdiği parçalarının aksine, Lost Girls’de daha çok “oluş”ta kalmak gibi bir konseptle karşılaşıyoruz. Üzerine çalışılmış bir müzik üretmek yerine, kullanılan synthesizer’lar, vokalin uyku ve uyanıklık arasındaki yumuşak tınısı; ucu açık ve düşünüp kaybolmaya teşvik eden şarkı sözleriyle birlikte “Menneskekollektivet”, kendi içinde doğaçlama bir anlatım taşıyor. Bu doğaçlama tarz aynı zamanda dinleyicisi için de hipnotik bir serüvene çıkma imkanı sağlıyor.
Lost Girls, geçtiğimiz günlerde ise iki yeni teklisi olan ‘Ruins’ ve ‘With the Other Hand’i piyasaya sürdü. Ekim ayında çıkaracakları yeni albümleri “Selvutsletter”dan önce yayınlanan bu iki şarkının albümle ilgili beklentiyi yüksek tutar nitelikte olduğunu söylemek iddialı olmayacaktır. Özellikle kaybolma ve keşfetme temalarına odaklanan ‘Ruins’, geçmişin izlerini arayan ve “yeni” bir şeyler bulmak için de hareket halinde olma isteğini diri tutan bir parça.
Özetle söylemek gerekirse Lost Girls, ses, ritim ve şarkı sözleri arasında kurduğu doğaçlama ve yenilikçi bağlantılar ile müzik yapmanın bir oyun ve iletişim kurma yolu olduğu izlenimini uyandırıyor. Bu ifade biçimi ile birlikte Lost Girls, alıcısının da kendi öznelliğini saklı tutarak bu müzik dinleme deneyimine dinleyicisini dahil etmeyi sağlayan bir proje olarak karşımıza çıkıyor.