Popüler Kültür

Bir hayalet gibi: Z jenerasyonu neden fotoğraflarını siliyor?

Paylaşım yapma hevesinin kalmaması, gizlilik ihlali konusunda fikrinin değişmesi, estetik ve şık görünmeye daha çok önem vermesi ya da “Ne kadar az önemsersen o kadar havalısındır.” düşüncesine yönelmesi… Z kuşağının az paylaşım yapma noktasında saydığı “nedenler” arasında bunlar var.
Eylül Bombacı - 21 Temmuz 2025
post image

Dijitalleşmenin hayatımızın ortasına nasıl dalıp da genişlediğini en yakından kendi gözleriyle gördü Z jenerasyonu. Bir süre sonra bayrağı devraldı, dijitalleşmenin getirdiklerini günlük rutinlerine entegre edebilme yarışını her daim önde götürdü. Hâlâ da liderliği kimseye kaptırmış değil. Ama tam da “kolay bir şampiyonluk” düşüncesi hâkim iken Z jenerasyonu, yine bir ters köşe yaptı. Dijital dünyanın kalelerinden biri olan Instagram’da bir kullanım değişikliğine gitti. “Her anım, her fikrim, her sevincim, her üzüntüm vs senindir Instagram” modundan çıkıp belirli sınırlar çekti. 

Şimdilerde yavaş yavaş “trendsetter”lık tahtını Gen Alfa’ya bırakmaya hazırlanan Z jenerasyonu, süreç ilerledikçe sosyal medyayı kullanma alışkanlıklarını bir hayli değiştirirken platformların kendi yapısında da değişime uğramasına sebep oluyor. Instagram’ın her şeyi sürekli içine alan yapısı kullanıcıları hep orada kalmaya iterken herkese o kadar da kolay söz geçiremiyor. Gizlilik, dijital detoks ve otantiklik… Bunların hepsi Z jenerasyonu için anahtar kelimeler. Peki neden Z jenerasyonu artık Instagram’ı bir profil olarak kullanmıyor? 

Kendi kendine kalma ihtiyacı

The New York Times’da da altının çizildiği gibi hangi tarafı düşünmek gerek, zor. Adeta yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan misali “Instagram Z jenerasyonunu istiyor. Z jenerasyonu Instagram’dan ne istiyor?” Bu sorunun cevaplarından biri, yalnız bırakılmak olabilir. Kendilerini sürekli dijital platformlarda buluveren bu jenerasyonun geçmişte çimenlere dokunduğunda verdiği hisse bir özlemi var. Instagram’dan çok bunu arıyor aslında. “Geldim, gördüm, fethettim” diyor Z jenerasyonu bir bakıma. Çünkü pek çoğu ta en başından beri bu platformun gidişatına şahit olurken bir yandan da tüm trendleri ve değişimiyle onu takip etti. Fakat artık belki de bu dünyadan kopmanın, biraz kendi kendine kalmanın da iyi olacağını düşünüyor. 

İşte tam da burada, “Özellik, özel olmak ve gizlilik” gibi kavramlar devreye giriyor. Bir zamanlar Snapchat’te hikâye koyar, Foursquare’de konum atar, başından geçen bir olayı Twitter’da anlatır, tüm gün boyunca beğendiği fotoğrafını Instagram’da paylaşır, gerisini de Facebook’a koyardı. O zamanların üzerinden biraz fazla zaman geçti. Önceden tamamen iletişim ve arkadaşlık bağlarına dadanan biraz da sanat vs severleri bir araya getiren bu platformlar dev reklam panolarına dönüşürken cümbür cemaat buralara taşındı herkes. Öyle olunca ne bir samimiyeti kaldı ne de kişinin biricikliğinin vurgulandığı o anlar tekrar bulundu. Herkes kendi normal hayatını, kahve içerken arkadaşıyla oturduğu anı paylaşmak yerine sanki bir yarışa döndü. 

Yepyeni bir kavram: Grid Zero 

Bir önceki jenerasyonların daha çok anı kitabı, fotoğraf albümü gibi davrandığı Instagram kişisel hesapları Z jenerasyonu yavaş yavaş kendisini bu gösteri dünyasına daha yalın bir biçimde sunuyor. Yani bir diğer deyişle kendilerini sundukları son hâli kontrol altında tutarken bir yandan da yabancı bir kullanıcıyla arasına mesafe koyuyor. Böylece geçmişi sadece kendisinin anlatabileceği bir hikâyeye dönüşüyor. Bazen de tüm fotoğraflar bir anda gidiveriyor, yerini ise biraz gizem biraz da assolistlik alıyor, buna “Grid Zero” adı konulmuş. Instagram’da kültürel trendler üzerine araştırma yöneten Kim Garcia, Z jenerasyonunun ne kadar kamusal bir dönemde büyüdüğünden bahsediyor. Bu jenerasyonun kendileri gibi olmak, özel alanlarda kendilerini keşfetme gibi lükslere diğer jenerasyonlardan farkla sahip olmadıklarının altını çiziyor. Bu yüksek satürasyonlu sosyal medya hayatı onları ise bu ortamlarda daha gizliden gizliye, hayalet gibi dolaşmayı öğretmiş durumda. 

Otantiklik, Instagram estetik kaygılar içerisinde yüzerken kendini biraz bilerek biraz da yanlışlıkla burada buldu. Z jenerasyonu ise başka jenerasyonlara kıyasla bunu en çok çiğ ve filtresiz bir bakış açısıyla harmanlayanlardan. Gerçek olan, daha iyi olan eforsuz, üstünde düşünülmemiş, doğal “cool”luktan meydana geliyor. Bunun ortaya çıkışının en büyük sebeplerinden biri de sosyal medyada artan reklam ve influencer’lık panosu ve burada “kendi” olmayı, algoritmadan kaçsa da kendi arkadaşlarıyla bir aradalığı kutlamaya çalışan bir gençlik. Durum böyle olunca kendisini yavaş yavaş bu dünyalardan çeken ya da daha az uğrayan gençliği özleyen Instagram kendisini her jenerasyon ve trendle yeniden yaratmaya çalışıyor. Photo dump’lar atmakla tüm postlarını silmek arasında gidip gelen bu jenerasyon kapının köşesini zoom’layarak kendini ifade etmesinin yanında tüm Instagram dünyasının da hala yegâne karar vericisi oluyor. 

Paylaşım yapma hevesinin kalmaması, gizlilik ihlali konusunda fikrinin değişmesi, estetik ve şık görünmeye daha çok önem vermesi ya da “Ne kadar az önemsersen o kadar havalısındır.” düşüncesine yönelmesi… Z kuşağının az paylaşım yapma noktasında saydığı “nedenler” arasında bunlar var. Kim Garcia, temel olarak gördükleri kullanım şeklini şöyle açıklıyor: “Instagram’da paylaşım yapıp yayınlanır yayınlanmaz hemen arşivliyorlar. Günler sonra da arşivlerinden çıkarıyorlar.” Instagram sayfasında kimse bilmeden paylaşım yapmak. Z kuşağının nevi şahsına münhasır davranışlarından bir başkası galiba. 

Bu noktada Instagram CEO’su Adam Mosseri’nin altını çizdiği bir başka noktaya da dikkat kesilmek gerekir. Mosseri, katıldığı bir podcast’te şöyle diyor: “Gençlerin Instagram’da zamanlarını nasıl geçirdiklerine bakarsanız; story’lerde geçirdiklerinden daha fazla zamanı DM’lerde, akışta geçirdiklerinden daha fazla zamanı da story’lerde geçirdiklerini görürsünüz.” Buna da dikkat etmeli galiba. Z kuşağı; kalıcılığın mı karşısında ya da akıp giden şeylerin mi yanında?

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans