Müzik dinlemenin en güzel şekillerinden birisi kuşkusuz ki fiziksel formatlar. Bir zamanlar “boomer”tıkla itham edilen plak ve kasetler ise bugün yeni jenerasyonun en gözde müzik araçları hâline geldi. Ancak plak, Y Kuşağı’nın gözdesiyken; kasetler Z Kuşağı’nın en ilgi duyduğu müzik biçimlerinden biri olarak araştırmalara yansıyor. Peki bu jenerasyon neden kasetlere bu kadar ilgi duyuyor?
Batıkan BAKSI / [email protected]
Müzik dinleme alışkanlıklarınız nasıl ve ne durumda bilmiyorum ama ben fiziksel müzik dinlemeye bayılıyorum. Elimde tuttuğum bir albüm, dinlediğim grup ya da müzisyenle harika bir bağ kurmama yardımcı oluyor. Albümün nasıl kaydedildiğinden, içinde kimlerin çaldığına kadar tüm bu bilgilere sahip olmak beni heyecanlandırırken, işimin bir parçası olduğu için kafamda şimşeklerin çakmasına da yardımcı oluyor. Ben Y Kuşağı’ndan biri olduğum için aslında zaten fiziksel müziğin tam ortasına doğmuş birisiyim, benim fiziksel müzik dinlemem görece anlaşılabilir ancak bizim ve bizden önceki nesil gibi bir müzik dinleme alışkanlığına sahip olan bir jenerasyon daha var günümüzde, o da Z Kuşağı. Farklı kesimlerce, farklı sebeplerden eleştirilen bu kuşak bizi şaşırtmaya devam ediyor. “Neden” diyecek olursanız, yapılan bir davranış alışkanlığı araştırmasında bu kuşağın kasete büyük bir ilgi duyduğu ortaya çıkmış. Bakın CD demiyorum, bildiğiniz kaset dinliyorlarmış. Öyle ki internette walkman aramaları %40 artmış, eBay’deki kaset aramaları da %190 oranında yükselmiş. Bu arada dünya genelindeki portatif kaset çalar aramaları da %50’ye kadar daha fazla görülüyormuş. Bu da aslında insanların dijitali terk edip yeniden analog müziğe dönüşünün bir kanıtı. Peki tamamen dijital bir dünyada doğmuş ve çocukluğundan buna maruz kalmış bir jenerasyon neden kasete yönelmeye başladı? Gelin cevabını birlikte arayalım.
Kasetlerin geri dönüşü bir nostalji dalgası mı?
Bölüme başlamadan hemen söyleyeyim; nostalji kelimesinden hiç hoşlanmıyorum. Dolayısıyla kaset ya da plak gibi her biri müzik için olmazsa olmaz bir öneme sahip fiziksel materyallerin de bu sınıfa sokulması tüylerimi diken diken ediyor. Ama tabii Z Kuşağı için bu öğeler büyük bir nostalji kaynağı olarak kabul görüyor. Popüler kültürün, nostalji öğesi olarak sınıflandırdığı bu materyallere ilgi de aslında yine hakim olan bu kültürün bir dayatması desek yalan olmaz. Hepimizin kabul ettiği üzere 1980’ler ve 1990’lara olan geri dönüş, moda, sinema ve müzikte belirgin hâle geldi. Z Kuşağı, bu dönemlere doğrudan tanık olmasa bile, retro kültürün estetiğiyle büyüleniyor. Dolayısıyla yetişkinlerin kaset dönemindeki kişisel deneyimlerine tanık olan gençler, kasetlerin onlara farklı bir döneme açılan bir kapı sunduğunu düşünüyorlar. Onlara göre bu nostaljik bağ, sosyal medyada kasetlerin paylaşılabilirliği ile daha da güçleniyor esasında. Instagram ve TikTok gibi platformlarda gördükleri ve deneyimledikleri retro estetik trendi, kasetlerin geri dönüşünü destekliyor, bu da gençlerin eski medya formatlarına duydukları ilgiyi artırıyor. Araştırmalara göre, fiziksel müzik formatlarının geri dönüşü, geçmişe duyulan özlemin bir göstergesiymiş. Spotify ve Apple Music gibi platformların her an erişilebilir dijital müzik kitaplıkları sunduğu bir dönemde, gençler için kaset, müzik dinlemenin daha özel ve anlamlı bir yolunu temsil ediyor. Kasetlerin somut bir nesne olması, Z Kuşağı’nın dijital dünyadan kopup, daha elle tutulur deneyimler aradığı bir dönemde onları cezbediyor.
Analogun cazibesi: Dijitalleşmeye karşı fiziksel medya!
Kasetlerin Z Kuşağı için cazip olmasının bir diğer nedeni sorulduğunda, analog ses deneyiminin dijital ortama kıyasla daha “gerçek” ve “samimi” hissedilmesi cevabını alınmış. Plak ve kasetler, dijital sesin sunmadığı sıcaklığı ve gerçekliği sunduğu için müzik deneyimini de daha kişisel hâle getiriyor ve aslında müzik dinleyicisini biraz daha etken bir eylemin içine sokuyor. Yani dijital müziğin aksine; kaset çalmak, kullanıcının fiziksel bir eylem gerçekleştirmesini gerektirdiğinden kaseti yerleştirmek, durdurmak, geri sarmak gibi adımlar, genç dinleyiciye müzikle daha fazla etkileşim şansı veriyor. Ayrıca, kasetlerin sınırlı süreleri, dinleyiciyi daha sabırlı ve odaklı hale getiriyor. Her şeyin 3 saniyelik yukarı kaydırmalardan ibaret olduğu dijital dünyada müzik hızla tüketilebilirken, kasetler belirli bir albümü ya da şarkıyı baştan sona dinlemeyi teşvik ettiği için de Z Kuşağı, albüm dinleme disiplinini de ediniyor. Tıpkı bizim gibi. Z Kuşağı, biraz daha anın tadını çıkarmak istiyor ve bu sayede dinleme eylemini daha anlamlı hâle getiriyor.
Koleksiyonculuk motivasyonu da kaset dinlemede bir etken…
Müzik koleksiyonculuğu işine bir kez giren bunun nasıl bir delilik olduğunun epey farkında aslında. Yaklaşık 10 senede ben de farklı formatlarda yüzlerce albüm topladım. Bunu yaparken hem çok büyük keyif aldım ve almaya devam ediyorum hem de yepyeni şeyler öğrendim. İşte Z Kuşağı da bundan büyük bir heyecan duyuyor. Z Kuşağının dijital dünyada sonsuz bir müzik kütüphanesine erişimi olsa da, kasetler gibi sınırlı fiziksel medya ürünleri koleksiyon değeri taşıyor onlar için. Bu gençler, koleksiyon yaparak hem eski kültürel unsurlarla bağ kuruyor hem de benzersiz sanat eserlerine sahip olma arzusunu tatmin ediyor. Örneğin, özel baskı kasetlerin tasarımları, sanatsal kapakları ve sınırlı sayıda üretilmiş olmaları, gençlere daha cazip hissettiriyor.
Kendin yap (D.I.Y) kültürü, kaset toplayıcılığını teşvik mi ediyor?
Kasetlerin geri dönüşünde hiç kuşkusuz bağımsız müzik sahnesinin büyük bir etkisi var. Bağımsız müzisyenler ve küçük plak şirketleri, kaset formatını kullanarak müziklerini daha küçük ve sadık bir kitleye ulaştırıyor. Kasetlerin üretim maliyetinin düşük olması, bağımsız sanatçılar için bu formatı çekici kılıyor. D.I.Y. (Kendin yap) kültürü, sanatçılara özgürlük ve bağımsızlık sağlarken, kasetler de bu kültürün bir parçası hâline geliyor. Hatta bazı gruplar direkt kendi kayıtlarını, teyp aracılığıyla boş kasetlere çekiyor ve bunu konserlerinde dinleyicilerine ulaştırıyor. Özellikle punk kültüründe çok rastladığımız bu durum, yeni jenerasyon arasında da hızla yayılan bir kültür. Bandcamp gibi platformlarda de kaset satışı yaygınlaştı, bu da gençlerin müziği fiziksel bir formatta keşfetmesini ve satın almasını kolaylaştırdı ayrıca. Z Kuşağı, müzisyenlerin doğrudan kaset üretimine katıldığı, sınırlı sayıda basılmış ve sanatçının kendisinin tasarladığı kasetler gibi özgün ürünlere yönelerek müziğin üretim sürecine daha fazla dahil olma hissi yaşıyor. Bu, dijital müzik platformlarına kıyasla çok daha samimi bir deneyim sunuyor onlara.
Kasetlerle sosyal medyadaki estetik akımlarına uyum sağlanır mı?
Sosyal medyadaki lifestyle sayfalara baktığımızda kasetlerin geri dönüşü, estetik bir fenomen olarak da karşımıza çıkıyor ve sosyal medya platformları, Z Kuşağı’nın bu trendi paylaşmasına olanak sağlayan kanalların başında geliyor. Instagram’da kaset koleksiyonlarının fotoğraflarını paylaşmak, TikTok’ta kaset çalma deneyimini kaydetmek; gençler arasında popüler hâle geldi. Retro tarzda kasetlerin renkli ve dikkat çekici kapakları, sosyal medyada görsel olarak cazip bir içerik oluşturuyor. Bu estetik yön de kasetlerin bir müzik formatı olmanın ötesine geçerek bir yaşam tarzı objesi haline gelmesine yol açtı. Kasetlerin sosyal medya ortamında bu şekilde popüler olması, onları bir statü sembolü haline getirdi. Z Kuşağı, kendilerini farklılaştırmak ve geçmişin nostaljik öğelerine bağlılık göstermek için kasetleri kullanıyor artık.
Dijital yorgunluğa karşı güvenli liman: Kasetler
Son yıllarda Z Kuşağı’nda “dijital yorgunluk” olarak adlandırılan bir olgu ortaya çıktı. Dijital ortamda sürekli bilgiye maruz kalmak, anlık mesajlar, sosyal medya bildirimleri ve sonsuz içerik akışı gençleri iyiden iyiye bunalttı. Böyle bir ortamda da kasetler, bu hızlı dijital dünyadan bir kaçış vadetmeye başladı. Fiziksel bir nesne olarak kaset, dijital dünyanın hızına karşı daha sakin ve yavaş bir deneyim sunuyor gençlere.
Tüm bu faktörlere bakınca gençlerin kasete yönelmesi hiç de şaşırtıcı bir olay değil aslında. Bu da jenerasyonların kendisinden önceki neslin alışkanlıklarını taklit etmesiyle açıklanabilir. Biz nasıl ki Y Kuşağı olarak, kaset dönemine denk gelip 2010’larla birlikte plağa merak sardıysak, bizden sonrakiler de dijital çağda kasete merak sardı. Muhtemelen bir sonraki kuşak (alfa mı deniyordu?) da CD’ye merak sarıp, bir anda CD’lerin müptelası olacak. Bu silsile böyle devam ederken, CD’den sonra hangi tür müziğe merak sarılacak o da ayrı bir muamma tabii!